7 Eylül 2014 Pazar

Yalansız Yalan

''Sadece tek bir dünya vardır. Bu dünya hatalı, zalim, çelişkili, yanıltıcı, anlamsızdır. Bu gerçekliği, bu 'hakikati' alt etmek için yalanlara ihtiyacımız vardır. Yaşamak için yalanlara ihtiyacımız vardır.'' -Nietzsche

Bugün bir kitaba başladım. Yalanın hayatımızdaki reddedilemez varlığı, sıradanlığı ve zorunluluğu üzerine temellendirilmiş bir kitap..
Baktığımızda filozoflar arasında tabii ki bir birlik sağlanamamış yalan konusunda da. Ancak temel hatlarıyla, yalanın ahlaki boyutu ve gündelik hayat pratiğindeki etkisi üzerinde durmuşlar hep. Ben de bu yazımı ona göre şekillendireyim o halde dedim ve yazdım.

Önce ahlakın tanımını yapalım derim ben. En basitinden vikipedi amca, 'ahlak, neyin doğru neyin yanlış olduğuyla ilgilenir' diyor. İyi güzel hoş da nedir bu ahlak? Tanrı mıdır ahlak? Evet diyenler biraz dursun şimdi. Müslüman bir ülkede (!) yaşıyoruz, bu yüzden tanrının kitabı olan Kuran-ı Kerim üzerinden gideceğim. Kuran'da yalanla ilgili tahmini olarak 10 ayet geçiyormuş. Tahmin edeceğiniz üzere yalanın ne kadar kötü, şer, yaptırımının büyük olduğundan bahsediliyor bu ayetlerde.
Hepimiz üç aşağı beş yukarı Havva, Adem ve yılan üçlemesinin yasak meyve muhabbetini biliyoruz. ''Yılan beni aldattı, o yüzden yedim.'' dedi Havva. Tanrıya karşı yapılmış haklı bir savunma mı bu? ya da sizce bu hikayedeki aldatıcı kim? Yılan değil. O sadece Havva ile Adem'i meyveyi yemeye teşvik ediyor. Ortada bir yalancı varsa o da tanrıdır. Tanrı, Adem ve Havva'ya, elmayı yerseniz ölürsünüz diyor. Elmayı yiyor ama ölmüyorlar. Bu durumda tanrı da bir yalancı. Ve eğer tanrı bile aldatmadan yapamıyorsa hangimiz yapabilirdik ki?
 Peki insan mıdır ahlak? Bence evet.. Kabul, genel geçer bir ahlak yasasından söz edemeyiz ama hepimiz kendi ahlakımızın ve ahlaki yargılarımızın yaratıcılarıyız. Yalan, ahlaki açıdan bana doğru sana yanlış geliyor olabilir yani. Ama bence dürüstlüğünüzle övünüp de çelişkilerde yüzmeyin. Nasılsın sorusuna verdiğiniz 'iyiyim' cevaplarından kaçında gerçekten 'iyi' idiniz? Ha ben dürüstüm ama arada böyle beyaz yalanlar da söylemiyor değilimcilerdenseniz şayet,
''Beyaz yalan diye bir şey yoktur, yalan hiçbir durumda haklı çıkarılamaz.'' diyor Kant.


''Yalan, gerçek hayatın katlanılmaz sıkıcılığından hoş bir kaçıştır.'' demiş Oscar Wilde. Doğru da demiş hani. Gerçek gerçekten de sıkıcı değil mi ya? Önceki yazımda gözlüklerden bahsetmiştim. Hani bazen bombok olsa da her şey pembe gözlüklerimizi takarız ya, bunun gibi yalanlar da gündelik hayatımızı daha çekilir bir hale getiriyor şahsımca.
Şimdi diyelim ki anneniz bin bir emekle akşama en sevdiğiniz yemeği yaptı. Yemekten bir çatal/kaşık/bıçak/kepçe aldınız ve o da ne?! Ne tadı var ne tuzu, üstelik biraz da dibi tutmuş/yanmış. Birçoğumuz, ağza sürülmeyecek derecede olsa bile bir güzel oturur yeriz onu annemizin hatrı kalmasın diye. Sonra da 'ellerine sağlık anneciğim, çok güzel olmuş.' deriz. Deriz değil mi? Deyin ulen! Hani dürüst olacağım diye kadıncağızın kalbini kırmak, canını sıkmak niye ki?
Örnekte olduğu gibi gündelik hayatımızda cidden önemli bir yere sahip yalan. Hepimizin birbirimize karşı tam anlamıyla dürüst olduğunu düşünsenize? Cinayet, darp, yaralama vakalarındaki artışı varın siz düşünün. Bundan ötürüdür ki kimseye aptal muamelesi yapmadan ve zarar vermeden booool bol yalan söyleyin efendim. Çünkü dediğim gibi, ''Gerçek, gerçekten çok sıkıcı.''




Son olarak okuduğum kitabı merak edenler için,
Doğuştan Yalancı, Ian LESLIE, NTV yayınları.






3 yorum:

  1. canım sende şimdi olmuş mu bu son satırlar bir nevi yalancılığa teşvik mahiyetinde olmuş :) şu bi gerçek söylediklerimiz doğru olsun ama her doğruyu da her yerde ve her zaman söylememek lazım bazen siyaset(bunu kelimenin sık kullanılan anlamında gündelik politika anlamında söylemiyorum) yapmak iyidir kalp kırmamak adına hoştur güzel bakmak açısından elzemdir ama belki de sadece faydalı olduğunda(çıkar değil) kullanmak lazımdır

    YanıtlaSil
  2. Ben de bunu belirttim ki zaten. Hani gündelik hayatımızda farkında olmadan çokça yalan söylüyoruz zaten. Araştırmaya göre yeni tanışan iki insan ilk 10 dakikada en az 3 yalan söylüyormuş hatta. Yani kimseye zarar vermediği sürece yalanı meşrulaştırıyorum biraz evet :D

    YanıtlaSil
  3. zarar olmamalı kriter ama bence faydası olması halinde söylenmeli ikisi arasında fark var :)

    YanıtlaSil